Cenab-ı Hakk’ın rızasını kazanmak için, Ramazan ayının son on gününü insanlardan uzaklaşarak, kendilerine Allah’a daha yakın hissedecekleri bir “mescid”de “en değerli yalnızlık; i’tikâf” yaparak geçirenler
“Kadir Gecesi”ni bulup değerlendireceklerdir. Zira, Allah Resûlü (aleyhi
ekmelü’t-tehâyâ) Ramazan ayının son on gününü i’tikaf yaparak değerlendiriyor ve
ümmetine de Kadir Gecesi’ni son on günde ve özellikle de 21, 23, 25, 27. gibi tekli
gecelerde aramayı tavsiye ediyordu.
Kadir gecesini bulup değerlendirerek
ihya etmek için hayatın, Müslümanca hassas yaşanması gerekir. Sene boyu en azından
dini yükümlülüklerinin hakkını vermeyenlerin zaten ciddi bir “Kadir Gecesi” talebi yoktur, olamaz. Kadir Gecesi sabaha kadar ibadet
ü taatte bulunan bir insan şayet ertesi gün sabah namazına kalkmayı düşünmüyorsa,
Kadir gecesinin tamamında kıldığı namazların hiçbirisi, kaçırdığı “sabah namazı”na
denk gelmez. Kadir gecesi ekstra lütufların olduğu bir zaman dilimidir. Fakat bu
hiçbir yükümlülüğü azaltmaz, ortadan kaldırmaz.
“Ucuzcuların bir şey elde edeceklerine hiçbir zaman
inanmadım/inanmıyorum. Mesela, ucuzcuların Kadir Gecesi’nden
tam olarak istifade edeceğine inanmıyorum. Onlar, bütün bir sene beklesinler; sadece
Ramazan-ı şerifin yirmi yedinci gecesini ihya etsinler ve böylece Cenâb-ı Hakk’ın
Kadir Gecesi’ni lâyık-ı vechiyle değerlendiren insanlara lütfettiği eltâf-ı ilâhiyeye
mazhar olsunlar. Olacak şey değildir bu. Onun için Ebû Hanîfe -ki kanaati âcizâneme
göre Hakîkat-ı Ahmediye’yi en iyi temsil eden insan odur- diyor ki, “Kadir Gecesi
sadece belli gecelerde değil, senenin üç yüz altmış küsur günü içindeki her bir
gecede aranmalıdır. Siz üç yüz altmış küsur geceyi kemâl-i hassasiyetle ihya ederseniz,
Allah Teâlâ da o samimî yüreğinize iltifatlarda bulunur.”
Fahr-i Kâinat Efendimiz, Kadir Gecesi’nin vaktini biliyordu. Fakat bir gün
“Kadir gecesinin hangi gün olduğunu söyleyecektim, dışarıya çıktım, baktım ki
iki insan birbiri ile münakaşa ediyor. Onlarla meşgul olurken Kadir Gecesi bana
unutturuldu.” buyurmuştu; buyurmuş ve bu sözüyle hem mü’minler arasındaki en
ufak bir ihtilaf ve kavganın kendisini nasıl derinden yaraladığını ve hem de Kadir
Gecesinin gizli kalmasında bir hikmet-i ilâhiye bulunduğunu işaret etmişti. Efendimiz
(sallallâhu aleyhi ve sellem) döneminde Kadir Gecesi, ramazan ayının yirmi yedinci
gecesine rastlamıştı ve daha sonra da Resûl-i Ekrem aleyhisselâm onu ramazan-ı
şerifin son on gününde, tek gecelerde aramayı tavsiye buyurmuştu.
... Evet,
Allah’a (celle celâluhû) yürekten bir bağlılık yoksa zor bulursunuz Kadir’i, Hızır’ı
ve İsm-i A’zam’ı. Bunlar, ancak kendi gönlünüzde sıdk ve sadâkati yakaladığınız;
ardına düştüğünüz şeyi, önce kendi gönlünüzde arayıp bulduğunuz zaman sır perdelerini
açar size. İçinizde hazırcılık mülâhazası varsa; “Hemen bulayım, hemen diyeyim,
hemen elde edeyim” duygusuna bağlı iseniz daha çok beklemeniz gerekecektir. (M.Fethullah
Gülen, Kırık
Testi, s.68)
Kadir; değer, kıymet ve ölçü anlamına gelir. Bu kelimenin kudretle
de münasebeti vardır. Allah, nasıl ahirette hikmetinden daha çok kudretiyle muamele
eder; öyle de Kadir Gecesi’nde de hikmetten daha çok kudret hakimdir. O gecenin
kadrini bilenlere İlâhî varidat dolu dolu gelir; hem de ahirette müminlere mükâfat
verilmesi ölçüsünde gelir. Bunları elde etmek için, Kadr’in kıymetini bilmek,
semâvî vericilerden yağan vâridâtı alabilmek için Kadir Gecesi’ni bir alıcı gibi
kullanabilmeye bağlıdır. (M.Fethullah Gülen, Fasıldan Fasıla)
Bu gecenin, bin aydan hayırlı olması kesretten kinayedir
ve herkes için de söz konusu değildir, belki her geceyi Kadir bilenler içindir.
Evet sanki o, her geceyi ihyâ etmiş de, bu gecede bardağı taşıran rahmet damlayıvermiş...
Derken kul, damla ile deryaya ermiş... Gizli olmasında da ayrı bir sır vardır. Efendimiz
(sav) onu önce biliyordu, sonra unutturuldu. Ta ki, ihyâ edilsin. Sadece bu geceyi
ihyâ eden de belki hissemend olabilir ama, her geceyi Kadir bilip ihyâ edenin
nasibdar olacağından şüphe yoktur. (M.Fethullah Gülen, Fasıldan
Fasıla)
Kadir Gecesi’nin ne zaman olduğu tam olarak
bilinmemekle birlikte, Üstad Bediüzzaman’ın Ramazan ayının 27. gecesi ile alakalı
ümit bahşeden bir değerlendirmesi vardır. Bediüzzaman, 14. Şua’da der ki:
Aziz, Sıddık
Kardeşlerim!
"Evvelâ: Yarın
gece Leyle-i Kadir olmak ihtimali çok kuvvetli olmasından bir kısım müçtehidler
o geceye Leyle-i Kadr'i tahsis etmişler. Hakikî olmasa da,
madem ümmet o geceye o nazarla bakıyor. İnşâallah hakikî hükmünde kabule mazhar
olur..."
Kur’an ve Hadislerde Kadir Gecesi
Kur’an’ın indirilmeye
başladığı geceyi Allah, "Kadr Sûresi"nde şu şekilde beyan etmektedir.
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
{إِنَّا أَنْزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ} {وَمَا أَدْرَاكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِ} {لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِنْ أَلْفِ شَهْرٍ} {تَنَزَّلُ الْمَلاَئِكَةُ وَالرُّوحُ فِيهَا بِإِذْنِ
رَبِّهِمْ مِنْ كُلِّ أَمْرٍ} {سَلاَمٌ هِيَ حَتَّى
مَطْلَعِ الْفَجْرِ}
1 – Biz Kur’ân’ı
indirdik Kadir Gecesi.
2 – Bilir misin
nedir Kadir Gecesi?
3 – Bin aydan
daha hayırlıdır kadir gecesi!
4 – O gece Rab’lerinin
izniyle Ruh ve melekler,
her türlü iş için
iner de iner...
5 – Artık o gece
bir selamettir gider...
Tâ
tan ağarana kadar...
Bilinen, sıradan
şeyler için “Bilir misin?” diye sorulmaz. Bu soru, Kadir Gecesi’nin bilinenlerin
çok ötesinde bir değeri olduğunu ifade eder.
Allah
Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) hakkıyla ihya edilen Kadir Gecesi’nin insana
80 küsur senelik manevi ömür kazandıracağını beyan eder:
قَالَ مَالِكٌ: وَسَمِعْتُ
مَنْ أَثِقُ بِهِ يَقُولُ:
إِنَّ
رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أُرِيَ أَعْمَارَ
النَّاسِ قَبْلَهُ وَمَا شَاءَ اللهُ مِنْ ذَلِكَ، فَكَأَنَّهُ تَقَاصَرَ أَعْمَارَ
أُمَّتِهِ أَنْ لَا يَبْلُغُوا مِنَ الْعَمَلِ الَّذِي بَلَغَهُ غَيْرُهُمْ مِنْ طُولِ
الْعُمُرِ، فَأَعْطَاهُ اللهُ لَيْلَةَ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِنْ أَلْفِ شَهْرٍ.
قَالَ مَالِكٌ:
وَبَلَغَنِي أَنَّ ابْنَ الْمُسَيِّبِ كَانَ يَقُولُ:
مَنْ
شَهِدَ الْعِشَاءَ لَيْلَةَ الْقَدْرِ فَقَدْ أَخَذَ بِحَظِّهِ مِنْهَا.
İmam Mâlik “Güvendiğim
birinden işittim ki” diyerek anlatıyor:
Allah Resûlü’ne
(aleyhissalâtu vesselâm) geçmiş ümmetlerin ve kendi ümmetinin ömrü gösterilmiş.
Efendimiz (s.a.s.) kendi ümmetinin ömrünün öncekilere nispetle kısa olduğu için,
amelde onların uzun ömürlerinde işleyebilecekleri hayra yetişemezler diye ümmetinin
ömrünü kısa bulmuş. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak bin aydan hayırlı olan Kadir Gecesi'ni
vermiştir.
Yine İmam Malik
der ki: Said İbnü’l-Müsseyeb, “Kadir Gecesi’nin yatsı namazı için mescidde
hazır bulunup cemaatle kılan, Leyle-i Kadir'den nasibini almıştır.” (Muvatta,
İ'tikaf 15)
عَنْ عَبْدِ اللهِ
بْنِ عُمَرَ قَالَ :
سُئِلَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَأَنَا أَسْمَعُ عَنْ لَيْلَةِ الْقَدْرِ،
فَقَالَ: هِيَ فِي كُلِّ رَمَضَانَ.
Abdullah ibnu
Ömer (radıyallâhu anh) anlatıyor:
Bizzat benim dinleyip
şahit olduğum bir ortamda Allah Resûlü’ne (aleyhissalâtu vesselâm) Kadir Gecesi
(Ramazan'ın neresinde, hangi gecesi?) diye sorulmuştu. Resûl-i Ekrem (aleyhisselam)
de:
"Kadir Gecesi, Ramazan'ın
tamamındadır!" diye cevap vermişti. (Ebu Dâvud, Salât, 324)
عَنْ أَبِي
سَعِيدٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ
اعْتَكَفْنَا
مَعَ رَسُولِ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ الْعَشْرَ الْأَوْسَطَ فَلَمَّا
كَانَ صَبِيحَةَ عِشْرِينَ نَقَلْنَا مَتَاعَنَا فَأَتَانَا رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ مَنْ كَانَ اعْتَكَفَ فَلْيَرْجِعْ إِلَى مُعْتَكَفِهِ فَإِنِّي
رَأَيْتُ هَذِهِ اللَّيْلَةَ وَرَأَيْتُنِي أَسْجُدُ فِي مَاءٍ وَطِينٍ فَلَمَّا رَجَعَ
إِلَى مُعْتَكَفِهِ وَهَاجَتْ السَّمَاءُ فَمُطِرْنَا فَوَالَّذِي بَعَثَهُ بِالْحَقِّ
لَقَدْ هَاجَتْ السَّمَاءُ مِنْ آخِرِ ذَلِكَ الْيَوْمِ وَكَانَ الْمَسْجِدُ عَرِيشًا
فَلَقَدْ رَأَيْتُ عَلَى أَنْفِهِ وَأَرْنَبَتِهِ أَثَرَ الْمَاءِ وَالطِّينِ.
Ebu Saîd (radıyallâhu
anh) anlatıyor:
Biz, Peygamber
Efendimiz’le (aleyhissalâtu vesselâm) birlikte Ramazan'ın ortasında on günde i'tikafa
girmiştik, yirminci günün sabahı olunca i’tikâf bitti diye eşyalarımızı toplayıp
(evlerimize) taşıdık. Allah Resûlü (aleyhissalâtu vesselâm) gelip (bir hutbe irad
ederek) şunları söyledi:
“İ’tikafa
girmiş olanlar, tekrar i’tikaf mahallerine dönsünler. Zira bu gece bana Kadir Gecesi’nin
ne zaman, hangi gece olduğu gösterilmişti, (sonra unutturuldu. Siz, onu son on günde
ve son on günün tekli gecelerinde arayın.) Ayrıca bu gece kendimi su ve çamur içinde
secde eder gördüm.”
Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) itikâf mahalline dönünce, o günün sonuna doğru hava bozuldu. Mescid o
sıralarda üzeri dallarla örtülmüş çardak şeklindeydi. Ben Peygamber Efendimiz’in
(aleyhissalâtu vesselâm) burnu ve burun yumuşağı üzerinde su ve çamur izlerini gördüm.
Bu gece Ramazan’ın 21. gecesi idi." (Buhârî, Fadlu Leyleti'l-Kadr 2, 3, İtikaf
1, 9, 13; Müslim, Sıyâm 213) Not: Hadisin Arapça metni Sahih-i Buhârî'den alınmış, tercümede diğer rivayetlerden de yararlanılmıştır. Parantez içindeki "tekli geceler" kısmı Sahih-i Müslim'de geçmektedir.
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ
قَالَ قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
مَنْ
يَقُمْ لَيْلَةَ الْقَدْرِ إِيمَانًا وَاحْتِسَابًا غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ
ذَنْبِهِ.
Ebû Hüreyre’den
(radıyallâhu anh) rivayet edildiğine göre,
Allah Resûlü
(aleyhissalâtu vesselam) şöyle buyurmuştur:
“Her kim,
inanarak ve mükâfatını Allah’tan bekleyerek Kadir Gecesi’ni kıyâm
ile ihya ederse, geçmiş günahları affedilir.”
(Buhârî, Fażlu leyleti’l-Ķadr 1; Müslim, Salâtü’l-müsâfirîn 175-176)
Kadir Gecesi nasıl değerlendirilir?
Bütün mübarek
gün ve gecelerin değerlendirilmesinde, ilgili hadislerde çok net olarak ifade edildiği
gibi, ilk şart “inanmak”tır. Bu tür hususi zaman dilimlerinin ekstra lütufları
olacağını kabul etmeyenler hiçbir ikrama mazhar olmazlar. Lutfedenin hazinesinin
zengin olduğu, vermekle eksilmeyeceğinin farkında olarak ısrarla istemeli. Şair
ne güzel der:
Verirler
“Ben acizim, kudret senin” dedikçe
Verenin şanı
büyük, sen iste istedikçe!
Necip
Fazıl KISAKÜREK
Mübarek gün
ve gecelerin en temel değerlendirme yönü “borçlardan kurtulmak”tır. Evet,
insan olarak namaz borçlarımız vardır. Bu borçlardan kurtulmak için kaza namazları
“Kadir Gecesi”ni en iyi değerlendirme vesilelerindendir.
Evrad u ezkar
ve yakın çevremizden başlayarak sıkıntı çeken bütün Müslümanlara dertlerinden kurtulmaları,
böyle doğrudan sıkıntılarla karşı karşıya olmayanlar için daha kamil Müslüman olmaları
için dua etmek de Kadir Gecesi yapılabilecek güzel işlerdendir.
Kadir Gecesi’ne Mahsus Dua
Allah Resûlü
(sallallâhu aleyhi ve sellem) Kadir Gecesi için Müslümanlara bir dua öğretmiştir.
Ramazan ayının özellikle son günlerinde bu duayı hatırlamalı ve Kadir Gecesi’nde,
Efendimiz’in talebine icabet ettiğimiz bilgisini kayıtlara geçirmek için O’nun duasını
bol bol tekrar etmeli.
عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ
اللهُ عَنْهَا، قَالَتْ: قُلْتُ:
يَا رَسُولَ اللهِ،
أَرَأَيْتَ إِنْ عَلِمْتُ أَيُّ لَيْلَةٍ لَيْلَةُ الْقَدْرِ مَا أَقُولُ فِيهَا؟ قَالَ:
قُولِي:
اَللَّهُمَّ إِنَّكَ عُفُوٌّ كَرِيمٌ تُحِبُّ
الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنِّي.
Hz. Âişe
(radıyallâhu anhâ) anlatıyor:
Ey Allah'ın
Resûlü! Arayıp Kadir Gecesi’ni bulursam, o gece nasıl dua edeyim? diye sordum. O
da bana şu duayı öğretti: “Allahümme inneke afuvvun, kerîmun
tuhibbu'l-afve, fa'fu annî - Allahım! Sen çok affedicisin, çok kerîmsin,
affetmeyi seversin, beni de affet!” (Tirmizî, Daavât 84; İbn Mâce, Duâ 5)
Paylaşım için teşekkürler, daha fazlası için Dini Bilgiler bölümünü takip edebilirsiniz.
YanıtlaSil