Başlıkta, “Ramazan ve oruç
bize neler öğretti?” veya “Ramazan’da neler kazandık?” da
diyebilirdik.
Ramazan, hakkını veren insanlara pek çok şey öğreterek bir
sene sonra, hem de on gün erken gelmek üzere veda edip gider. Biz de onun bize
öğrettiği hususları hayatımıza taşıyarak gelecek sene onu daha iyi karşılamak
için onunla vedalaşırız. Zamanın on iki parçasından biri olan Ramazan ve bu
ayda tuttuğumuz oruç bize çok şey öğretir ve güzellikler kazandırır.
Oruç, sadece
Allah’ın rızasını kazanmak için yapılan bir ibadettir. Mükâfatını Allah
verecektir. Bu yüzden oruçta riya olmaz. Allah’ın “oruç sadece benim içindir,
benim için tutulur” buyruğuna rağmen başka amaçlarla oruç tutanlar, orucu
gösteri haline getirenler orucun asıl hedefini gerçekleştiremeden Ramazan ayı
biter, gider.
Günahlardan bir ay uzak durabiliyorsak; her zaman kaçınabiliriz
Kelime olarak, bir şeyden uzak durmak,
kendini tutmak manalarına gelen oruç, hakkı verilerek tutulmuşsa insana
çok şey kazandırmış demektir. Mü’min Ramazan'da yeme içme gibi beşeri
ihtiyaçlarından belli bir zaman için uzak durduğu gibi orucunu manen
sakatlayan, yalan, iftira, gıybet, kul hakkı… gibi kötülüklerden de uzak durur.
Bir ay boyunca yalan söylemeyen, iftira atmayan, gıybete
girmeyen, dedikodu yapmayan, hakaretten uzak duran bir insan, bunları hayatının tamamında da yapabileceğini, yalan söylemeden, gıybete girmeden yaşamanın mümkün
olduğunu öğrenmiş olur. Bu tür alçak vasıflardan bir ay uzak duran bir kimse Ramazan'dan
sonra bu tür günahlardan uzak kalma suresini uzatmayı isteyecek ve uzatacaktır.
Ramazan ayı yaşandı ve seneye bir daha
hayatımıza girmek üzere veda edip gitti. Ramazan orucu bize farkında olduğumuz
olmadığımız pek çok şey kazandırmıştır. Hiç değilse Cenâb-ı Hakk’ın
üzerimizdeki bunca nimetlerine karşılık bir çeşit “şükür vazifemizi” yaparak nankörlerden yazılma cürmünden kurtulmuş olduk.
Kur’ân’a daha fazla zaman
ayırabileceğimizi öğrendik
Kur’ân okumak bazılarımıza zor gelebilir.
Fakat Ramazan'da gerek ferdi gerekse bir grup içinde mukabeleye devam ederek Kur’ân’a
daha yakın ve samimi olduk. İnsan isterse her iki hayat için de rehber olan
Kur’ân’a zaman ayırabileceğini Ramazan’da uygulamalı olarak görür. Kur’ân’ın lafzına
zaman ayırdığımız gibi muhtevasına, bize ne anlattığına da zaman ayırmak
gerektiğini Ramazan ortamında daha çok hissettik. Bu durum, Ramazan sonrası Kur’ân’la
ilgilenmek için tetikleyici olacaktır.
Bitmez gibi gelen “kaza namazları” bitebilir
İnsan olarak kaçırdığımız, gafletle kılamadığımız
namazlarımız vardır. Hele bunların sayısı çok ise, “bitmez” diye hepten ümitsizliğe
düşmemiz mümkündür. Ramazan'da kıldığımız teravih namazıyla üzerimizdeki
kaza namazlarını tamamlamanın mümkün olduğunu, bunun zor olmayacağını öğrendik.
Zira bir ay boyunca yatsı ve vitir hariç her gün 20 rekât Teravih namazı
kıldık. Bir günlük kazası olan kimsenin kılacağı namaz da bir teravih namazı
kadar, yani 20 rekâttan ibarettir. Ramazan'da günlük ibadetlere ek olarak 20
rekât Teravih kılmakla belli bir takvime
bağlayarak kaza namazlarını tamamlayabileceğimizi görmüş olduk. Üstelik kaza namazları için gecenin
belli bir saati değil, durumumuza göre günün daha elverişli bir zamanını seçmek
de mümkündür.
Sabrı öğrenip pekiştirdik Ramazan’da
Oruçla sabrı da öğrenmiş olduk.
Zira oruçluyken her türlü imkâna rağmen iftar vakti gelmeden yemeye elimizi
uzatamadık. Sabır eğitiminde oruç bize pek çok şey kattı. Ramazan'dan sonra da
diğer Ramazan’a kadar bunları kaybetmeden devam ettirmek gerekiyor. Ramazan’da
oruçla, arzuların sadece Allah’ın emriyle ve O’nun rızasını
kazanmak için ertelenebileceğini, önümüzdeki yemeğe “yiyebilirsiniz” izni
gelinceye sabredebileceğimizi öğrendik.
Mideye kulluktan(!) kurtulduk
Ramazan'da midemizin kulu ve cinsel arzuların esiri
olmaktan uzak bir süre geçirdik. Hem mideye hem de cinsel arzulara hâkimiyet
için iyi bir eğitim dönemi olan Ramazan, sonrasında yaşanacak düzgün bir
hayat için girişi mahiyetindedir. Giriş iyi olunca devamı da iyi gelecektir.
Ramazan disiplinli yaşamayı öğretir
Oruç belli oranda da olsa disiplinli yaşamayı ve düzenli
beslenmeyi öğretti. Zira normal zamanlarda istediğimiz zaman yiyip içerken Ramazan'da
yemek yiyeceğimiz saat neredeyse sabitlendi. Özellikle akşam yemeği hep aynı
saatlerde yenildi. Dolayısıyla yeme ve içme gibi ihtiyaçları karşılamanın
planlı hale getirebileceğini öğretti oruç ve Ramazan.
İhtiyaçlarımız sınırsız değil...
Ramazan bize ihtiyaçlarımızın sınırsız olmadığını da
öğretti. Sınırsız denilen ihtiyaçların, aslında alışkanlıkların bize zorladığı,
olmasa da olur türünden şeyler olduğunu öğrendik Ramazan ve oruçla.
Prensiplerimize uygun yaşamayı öğrendik
Oruç helal-haram gibi prensiplere bina edilen bir hayat
yaşamayı öğretti bize. Orucum bozulmasın diye dikkatli yaşadık. Maddi anlamda orucunu bozan şeylere karşı dikkatli
olduğumuz gibi orucu sakatlayan şeylere karşı da dikkatli olmamız gerektiğini
öğrendik. Rabbimize karşı sorumluluklarımız insanlara karşı sorumluluklarımızı
da hatırlattı.
Vermeyi öğrendik
Ramazan; iftar, zekat, sadaka ve her çeşidiyle vermeyi
de öğretti bize. Vermek için uygun yer ve şahıs ararken, çevremizde ne
kadar da çok muhtaç olduğunu öğrendik. Bu bilgimiz Ramazan dışında
yapacağımız hayırlar konusunda bize bir fikir verip yol gösterdi.
Sahip olduğumuz nimetlerin değerini anladık
Ramazan'da
istediğimiz zaman yeme hürriyetini “kaybettik.” Sahip olduğumuz nimetlerin
değerini bu nimetleri kaybedip onlardan mahrum kaldığımız zaman daha iyi anlıyoruz.
Gündüz yeme imkânını kaybedince “yeme” nimetini daha iyi anladığımız gibi bu
nimete ulaşmakta zorlananların durumunu daha iyi anladık. Efendimiz’in (as) “Komşusu aç iken, kendisi
tok yatan bizden değildir” uyarı içerikli hadisinin öylesine bir söz
olmadığını gördük. Bu anlayışımız Ramazan sonrasına da
yansımalı, nimetler daha doğru ve yerinde değerlendirilmeli.
Ramazan ibadetlerini bir seneye yaymak
Rabbimiz
üzerimizdeki bu kadar nimetlerine teşekkür olarak bizden “ölüm gelinceye kadar”
ibadet edip kulluk yapmamızı istiyor. Ramazan'da ibadet etme konusunda
sıkıntıları aşmayı öğrendik. Şimdi bunu seneye bütünüyle yaymak
durumundayız. Ramazan'dan sonra Şevval ayında tutulması tavsiye edilen 6 günlük
oruç da Ramazan kazanımlarının bütün bir seneye yayılmasını tavsiye adına iyi
bir örnektir.
Ramazan'da
zincire vurularak etkisi sınırlanan şeytanı, bu ayda kazandığımız güzel
hasletleri devam ettirerek biz de Ramazan sonrası tavır ve davranışlarımızla zincirde
tutabilir, serbestçe hareket ederek bizi yoldan çıkarmasına mani olabiliriz.
Teheccüde kalkmak mümkün...
Teheccüd, Allar rızası için gecenin bir yarısında
kalkılıp eda edilen bir namaz. Ramazan’da sahura kalkarak, teheccüd için
sene boyunca kalkmanın mümkün olduğunu yaşayarak öğrenmiş olduk. Sahura
kalkabiliyorsak, teheccüde de kalkabiliriz...
Hâsılı... Ramazanla
normalde yapamayacağımızı zannettiğimiz pek çok şeyi yapabileceğimizi görüp
öğrenmiş olduk. Şimdi sıra, bu bir aylık kulluğu, Ramazan’daki yoğunluğunu biraz
hafifleterek bütün bir yıla yaymada. İşte asıl başarı budur!