İftar, daha önce de üzerinde durulduğu üzere, oruç
tutan bir insanın güneşin batmasıyla, duası, besmelesi, önce hurma, yoksa su
ile iftar edilmesi gibi belli hususiyetler içinde orucunu açması manasına
geliyor.
İftar, tek başına, aile fertleriyle beraber
yapılabileceği gibi, etrafımızdaki komşular, iş arkadaşlarımız, akrabalarımız
gibi belli özelliklere sahip insanlarla da yapılabilir. İftarda ya eve misafir
alınması veya başka birine iftara gidilmesi İslam toplumlarının tarihi geleneği
içinde önemli bir yere sahiptir. Allah Resûlü’nün (aleyhissalâtu vesselam)
uygulama ve tavsiyeleri bu konuda da örnek, rehber ve yol gösterici olmuştur.
Başkasının yaptığını eksiltmeden ona ortak olmak
Efendimiz (s.a.s.), değişik zamanlarda
insanlara ikramda bulunmayı, oruçlulara iftar yaptırmayı, mükâfatını da
vurguluyarak tavsiye etmiştir. İftar yemeği verecek kimse farklı sebeplerle
kendisi bizzat oruç tutamamış olabilir. Kendisi oruç tutamamış bir insanın oruçlu
kimselere iftar yaptırarak, onların orucuna, orucun mükâfatına ortak olması
mümkündür.
Şaban ayının son günü ashabını Ramazan orucuna hazırladığı
bir sohbetlerinde, başkalarına iftar yaptırmaya dikkatleri çeker Allah Resûlü
(s.a.s.):
عَنْ سَلْمَانَ
رَضِيَ اللهُ عَنْهُ، قَالَ: خَطَبَنَا رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ فِي آخِرِ يَوْمٍ مِنْ شَعْبَانَ فَقَالَ:
...مَنْ فَطَّرَ فِيهِ صَائِمًا كَانَ مَغْفِرَةً لِذُنُوبِهِ،
وَعِتْقَ رَقَبَتِهِ مِنَ النَّارِ، وَكَانَ لَهُ مِثْلُ أَجْرِهِ مِنْ غَيْرِ
أَنْ يَنْتَقِصَ مِنْ أَجْرِهِ شَيْءٌ.
قَالُوا: لَيْسَ كُلُّنَا نَجِدُ مَا يُفَطِّرُ الصَّائِمَ.
فَقَالَ: يُعْطِي اللهُ هَذَا الثَّوَابَ مَنْ فَطَّرَ صَائِمًا عَلَى تَمْرَةٍ،
أَوْ شَرْبَةِ مَاءٍ، أَوْ مَذْقَةِ لَبَنٍ ...
Selman-ı
Farisî’den (radıyallahu anh) rivayet edildiğine göre, Allah Resûlü
(aleyhissalâtu vesselam):
...
Kim Ramazan ayında bir oruçluya iftar yaptırırsa, bu, onun günahlarının
bağışlanmasına ve cehennemden kurtulmasına vesile olur. Ayrıca iftar yaptırdığı
Müslümanın aldığı sevaptan bir şey eksilmeksizin, onun kazandığı kadar da sevap
kazanır, buyurdu. İftar yaptırmanın büyük mükâfatını duyan sahabîlerden bazıları:
- Bizim hepimiz bir oruçluyu iftar yaptıracak imkâna sahip
değiliz... deyince,
Efendimiz:
- Allah
teala bu sevabı, oruçlu bir kimseye; “bir hurma” veya “bir yudum su” ya da “bir
içim süt” ile iftar yaptırana da lütfeder, şeklinde durumlarını açıkladı. (İbn Huzeyme, Sahih 3/191)
عَنْ زَيْدِ بْنِ خَالِدٍ الْجُهَنِيِّ قَالَ قَالَ رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:
مَنْ فَطَّرَ
صَائِمًا كَانَ لَهُ مِثْلُ أَجْرِهِ غَيْرَ أَنَّهُ لَا يَنْقُصُ مِنْ أَجْرِ
الصَّائِمِ شَيْئًا.
Zeyd
b. Halid el-Cühenî’den (r.a.) rivayet edildiğine göre,
Allah
Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Kim
bir oruçluya iftar yaptırırsa, iftar yaptırdığı Müslümanın sevabından bir eksilme
olmaksızın, onun kazandığı kadar da ayrıca sevap kazanır.” (Tirmizî, Savm
82; İbni Mâce, Sıyam 45)
Evet, oruçlu kimselere iftar yaptırmakla örneği olmayan
müthiş bir ortaklık kuruluyor. Akşama kadar Allah rızası için aç kalarak oruç
tutma sevabı kazanan kimseye iftarda ikramda bulunarak tuttuğu oruca ortak
olunuyor. Bu ortaklıkta bir fark fark ortak sayısı artsa bile paylaşılan şey
hiç azalmıyor. İftar yemeği yapan cömert insanlar da bu vesile ile “oruç tutmuş gibi” sevap kazanıyorlar.
İkramda bulunana dua etmek
Enes
b. Malik (r.a.) anlatıyor. Allah Resûlü (s.a.s.) bir gün ensardan Sa’d b.
Ubade’nin (r.a.) yanına uğramıştı. Cömertlik ve misafirperverliği ile tanınan
Hz. Sa’d da hemen
Efendimiz’e ikram etmek üzere bir parça ekmek ve zeytin çıkardı. Allah Resûlü
(aleyhisselam) bu ikramı geri çevirmedi. Yemeği bittikten sonra Müslümanlara
hem duada hem de uygulamada örnek olması adına şu duayı yaptı:
أَفْطَرَ
عِنْدَكُمُ الصَّائِمُونَ، وَأَكَلَ طَعَامَكُمُ الْأَبْرَارُ، وَصَلَّتْ
عَلَيْكُمُ الْمَلَائِكَةُ.
“Evinizde hep oruçlular iftar
etsin, yemeğinizi ebrâr/iyiler yesin, melekler de daimi duacınız olsun.”
(Ebû Dâvûd, Et’ıme 55) Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi
ve sellem) yaptığı bu yemek duası ile
Müslümanları, sofralarını iftar yapacaklara açmaya teşvik etmiştir. Efendizin bu
teşviki iftar sofralarında iyi ve salih insanların olmasına özen göstermeyi Müslümanlara
tavsiye etmektedir. İftar davetlerine gelen, ister fakir ister zengin olsun
farklı sınıflardan insanlar Müslümanlar arasında kardeşlik ve dayanışmanın
fiili uygulamasına iyi bir örnektir. Sadece zenginlerin çağrıldığı, ihtiyaç
sahiplerinin hiç dikkate alınmadığı yemek davetlerini kınar Allah Resûlü (as).
Ramazan’da fakir ve muhtaçlar iftar için evlere davet edilebileceği
gibi, kendi evlerinde aile fertleriyle daha güzel iftar yapmaları da
sağlanabilir. Bu da değinilen hadislerdeki “iftar yaptırma” kapsamına dâhildir.
Ramazanda, özellikle fakirler ve ihtiyacı olanlar için hazırlanan kumanya
paketleri bu konuda güzel bir uygulamadır. Yerine göre muhtaç kimselere kendi
evlerinde iftar sağlama, onları “iftara davet etme”nin önüne geçebilir.
Ramazanda iftar vermekle alakalı geleneğimizde çok güzel ve dikkat
çekici uygulamalar yaşanmıştır. Fakat bunları, geçmişimizi yüceltmek için yazıp
anlatmak yerine, “bugün biz ne yapıyoruz, ne yapabiliriz?” diye kafa yormamız, yeni
projeler geliştirmemiz daha hayatî öneme sahiptir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder