Sanatına güvenen büyük bir ressam,
şehrin meydanında bir resim sergisi açmış. Resimleriyle alakalı her türlü
eleştiriye açık olduğunu, zaten eskiden beri her zaman söylüyormuş.
Uzun süre açık kalan sergiye
gelenlerden biri, gerçek insan boyuna yakın bir şövalye tablosunun karşısında durup uzun bir süre dikkatli bir şekilde tabloyu incelemiş. Hareketlerinden tabloda
kusurlar bulduğu belli oluyormuş. Sergi sahibi ressam yaklaşmış ve sormuş:
- Bu tabloyu çok incelediniz,
başında çok takıldınız. Nasıl buldunuz bu çalışmayı?
- Çalışmanız genel olarak güzel,
fakat bazı hatalarınız var!
Duyduklarına şaşıran ressam, adamı
tanımak istemiş. Kendini tanıtan adam, tabloda yanlış bulduğu yerleri heyecanla anlatmaya
başlamış:
- Efendim, bendeniz kir kundura ustasıyım. Kundura,
çizme, bot ve benzeri şeyler yaparım. Şimdi.. resminizdeki bu şövalyenin çizmesinin
topuğu biraz dışa doğru kaymış; o zaman şövalye ayakta rahat duramaz. Ayrıca çizmenin üst tarafındaki kıvrımlar da belirgin değil. Bir de ipler çok dengesiz
duruyor…
Ressam bakmış ve bu ayakkabı ustası adama
hak vermiş, eline fırçayı alıp özenle adamın dediği şekilde tablosunu
düzeltmiş. Aynı adam eleştirilerine devam etmeye başlamış:
- Şövalyenin gömleğinin kıvrımları
ters duruyor… Kılıcı da biraz kısa olmuş…
Adam eleştirilerine sıralamaya devam edecekmiş
ki, usta ressam sözünü kesmiş:
-
Bak dostum! Dikkat et, çizmeyi aşıyorsun...!
Sen bir kundura ustasısın; seni dinledim, söylediklerini dikkate
aldım, şövalyenin çizmesini düzelttim; ama şimdi sınırlarını dikkate al ve çizmeyi aşma...!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder