Toplumumuzda çok sık iletişim kazaları yaşanmaktadır.
Bazen hiç aklımızdan geçmeyen bir şey muhatabımızla aramızda, büyük bir problemin
doğmasına sebep olurken, bazen de karşımızdakinin içinde bulunduğu şartları bilip
değerlendirememe de iletişim bozukluklarına sebep olabilmektedir. Bu durumlarda
empati yapmak birçok problemi daha başlamadan önce çözecek ve
insanları daha iyi anlama konusunda bize kapılar açabilecektir. Öyleyse nedir empati?
Empati, bir insanın, kendisini muhatabının
yerine koyarak, onun içinde bulunduğu şartlar ve imkânlar çerçevesinde, o kişinin
davranış özelliklerini neden bu veya şu şekilde davrandığını anlayabilme
durumudur.
Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de bize bir çeşit empati örneği
sunmaktadır:
وَلْيَخْشَ الَّذِينَ لَوْ تَرَكُوا
مِنْ خَلْفِهِمْ ذُرِّيَّةً ضِعَافًا خَافُوا عَلَيْهِمْ فَلْيَتَّقُوا اللهَ
وَلْيَقُولُوا قَوْلاً سَدِيدًا
“Arkalarında eli ermez, gücü yetmez küçük çocuklar bıraktıkları
takdirde, onların halleri nasıl olur diye endişe edenler; başkalarının yetimlerine
haksızlık etmekten de öylece korksunlar da Allah’ın cezalandırmasından sakınsınlar
ve doğru söz söylesinler.” (Nisa, 4/9)
Burada Allah; sanki bize, kendinizi arkada yetim
ve başkalarına muhtaç çocuklar bırakmış kişiler olarak düşünün ve dolayısıyla yetimlere
karşı davranışlarınızı o bakış açısıyla yeniden değerlendirin diyor. Zira,
bütün yetimler bir kişinin çocuğudur. Onların anne ve babası yerine ölen kişiler
biz olabilirdik.
Öyleyse, insan “Onun yerinde olsam, şöyle şöyle yapardım”
yerine “Acaba, o durumda onun yerinde olsam, ben neler düşünürdüm ve tavrım ne olurdu?”
şeklinde düşünmeli ve karşıdaki insanı anlamaya çalışmalıdır. Zira muhatabı anlamak
için onun o andaki ruhi durumunu, psikolojisini ve tepkilerini bilmek şarttır.
1
Temmuz 2003, Ailem Dergisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder